Gülünce gözleri kaybolan bir babam var benim, yıllarca görmesem de aklımda hep o anları kalan. Babaannemgile gittik saat geç olsa da babam gelir gelmez, duramadık. Daha uzun süre görmediğim, hic konuşmadığım zamanlar olmuştu ama yine de hep aynıydı bu ayrılıklar. Bir buçuk yıl olmuştu görmeyeli. Yine öyle çok harika bir kavuşma değildi, öylesine bir sarılmaydı sadece. Çok isterdim öpeyim yanından ayrılmayayım hiç. Ama bizim hiç öyle bir ilişkimiz olmadı.
Babaannem uyumuştu gittiğimizde, uyandı hemen naz yaptı söylendi bir sürü. Neden gidiyorsunuz, ne vardı gidecek derken yine bağladı o konuya. On yıldır her bayram aynı şeyi söyler hiç bıkmadan "annenle babanı barıştır artık". Ben anlatmaktan yoruldum artık bunun olmayacağını. Ona da bir şey diyemiyorum ki. Haklı kadın, ayrılıklara karşıyım ben. Bu kadar nefret ettiğim şeyin peşimi bırakmamasına ise diyecek bir şey bulamıyorum.
Biz bu bayram da kurban kesmeyeceğiz, ayrıldıklarından beri olmadı öyle şeyler hiç. Evimize et girmediğini ama babamın her gün kebap yediğini hatırlıyorum, kabullenemiyorum bizi hic düşünmediğini. Nefret edesim geliyor bazen ama sonra yine ben üzülüyorum. İçimde bir türlü affedemesem de o benim babam. Hep eksik olan yanım olsa da, babam işte.
Erkek kardeşimle de bir türlü barışmadı yıldızımız, sevemedi beni bir türlü özellikle de çıkarı olmadığında. O kadar farklıyız ki anlamıyorum bunun nasıl olabildiğini. Bizimle hiçbir şey yapmaz, kardeş olamayız kesinlikle.
Kız kardeşim babamın yanından ayrılmak istemedi, gıcıklık yaptı aslında seninle uyumak istiyorum diye de olmadı. İçinde ne yaşıyor bilmiyorum. Biz sadece güleriz birlikte, bu konularda konuşmayız hiç. Çok eğlenceli kızdır, birbirimizi bozmaktan da çok zevk alırız :D
Ama herhangi birinin herhangi bir şekilde canı yanarsa, korksun buna sebep olanlar benden. Kırgınlıklarım ne kadar fazla olursa olsun üzülmelerine dayanamıyorum. Sanki benim canım yansın ben dayanırım ama onlar dayanamazmış gibi bazen her şeyi üstüme alıyorum. En sulugözü, en güçsüzü, en duygusalı ben olsam da büyük olmamın verdiği bir şey galiba. Onlar benim canım, kızsam da. En büyük yaram, en büyük sessizliğim bunlar benim. İlk defa bu konuda dökmeye çalışıyorum içimi. Hayatımla acılarımla dalga geçmeye çok alıştım, gerçekleri konuşmak geriyor bazen. Bu düşüncelerim yüzünden çok kaybettim, anlatmadığım için insanlar derdim yok sanıyorlar hatta ya da paylaşacak kadar yakın görmediğimi. Ama anlamıyorlar ki acılarımı anlattığımda bana yanlışları olduğunda daha çok kırılacağımı. Hayatımda olmayanlara ise ben sana derdimi anlatabilmişim ne vardı gidecek diye bağırasım geliyor, bunun benim için anlamını bilmiyorlar hiç. Neyse bayramları akrabaları o geçen klasik konuşmaları falan düşündükçe kaçasım geliyor yine, gidecek yerim yok tabi de olsun. Bayramın benim için hızlı geçmesi dileğiyle.